İsterekessem'e [284]

... Lakin, gizli gizli dinlemek isteyen olursa, demektir. [285] ... Gizlice kulak kabarttığında, dinlemek istediğinde... [286] ... Isterekessem'e; gizlice dinlemeye çalışmak (kulak ka­bartmak) demektir. Birine dalgınlığını fırsat bilerek bakan şahsa; (Yusariku'n-Nazara ileyhi) ona gizlice bakıyor, denir. iştirak; (gizlice) dinleyene mümasil, (başkasını) gizlice oyuna getirmektir. Muhasibler (muhasebeci, murakıp, kontrolör) bazı hesapları gizlerler (yesterikune). El-Musareketu, el-istiraku ve et-teserruku; gizlice/sinsi sinsi bakmak ve dinlemek demektir. [287] Şeytandan gizlice (hufyeten) yukarıya doğru çıkan­lar/çıkmak isteyenler, demektir. [288] Lafzen "ancak kim ki kulak misafiri olmaya çalışır..." yahut "o kadar ki, kim gizli gizli işitmeye çalışırsa..." Bu ifa­de öyle görünüyor ki, bilinmeyen alemi, yukarıda sözü ge­çen yasak yollarla, (gizlice, hırsızlık yoluyla) keşfetmek için her çabayı kaçınılmaz olarak "parlak bir alevin" yani, yakıcı bir düş kırıklığının, apaçık bir hüsranın izlediğini işaret etmektedir. [289] Gizlice dinlemeye/duymaya çalışmak ... [290] "îstereke" fiilinin müfessir ve filologlar tarafından "hır­sızlık" şeklinde anlaşılmadığı açıktır. Bilakis bu fiil, istisna­sız; görüşlerini buraya alıntıladığımız alimlerce "gizlice, gizli gizli, kulak kabartmak, sinsi sinsi" vb. şekillerinde al­gılanmıştır. Oysa ki Kur'an çevirilerinde durum oldukça farklıdır. Elmalı,. Çantay, D.İ.B., Bilmen, Yavuz, Davudoğlu, Ateş, Bulaç, T.D.V., Y. Öztürk, Atay, A. Öztürk, Koçyiğit, Varol ve Piriş sözbirliği etmişçesine "kulak hırsızlığı" şeklinde tercüme etmişlerdir. Hizmetli ise "söz çalmak" şeklinde ter­cüme etmiştir. Mütercimlerimiz söz konusu ibarenin mecazi bir anlam taşıyabileceği ihtimalini değerlendirmeyerek kelimelerin lafzi anlamlarını ön plana çıkarmışlar ve bunu aynen tercü­melerine yansıtmışlardır. "Kulak hırsızlığı" şeklindeki tercüme bizce ayetin anla­mının tam olarak ortaya çıkmasına kifayet etmiyor. Çünkü "kulak hırsızlığı" ifadesi iki şekilde ele alınabilir: a) Hakiki anlamında: Mütercimlerin ibareyi, hakiki an­lamdaki bir "kulak hırsızlığı" şeklinde anladıkları düşünülemez. Dolayısıyla böyle bir ihtimal üzerinde durmak ge­reksizdir. b) Mecazi anlamında: ibarenin mecazi anlamlar taşıdığını kabul edecek olursak bunu tercümeye de yansıtma zorunluluğumuz ortaya çıkar ki söz konusu ifadenin "kulak hırsızlığı" anlamına geldiğini iddia etmek doğru değildir. Türkçe'de ayetin mecazi/deyimsel yönünü en güzel şekilde ifade edecek birçok seçenek mevcuttur. Söz konusu seçeneklere geçmeden önce, Hizmetli'nin "söz çalmak" şeklindeki tercümesinin de aynı hatalarla malûl olduğunu belirtmekte fayda mülahaza ediyoruz. Kı­sacası mütercimler, "kulak hırsızlığı" ve "söz çalmak" ifade­lerinin "kitap hırsızlığı, defter hırsızlığı veya kalem çalmak, silgi çalmak" ifadelerinde olduğu gibi hakiki manada birer hırsızlık veya çalma ameliyesi olmadığını bildikleri halde bunları çağrıştıracak tercüme örneklerine yer vermişlerdir. Oysaki böyle bir mecazi ifadenin şu şekillerdeki deyim­sel karşılıkları tercih edilebilirdi: - Gizli gizli dinlemek. - Gizlice işitmeye çalışmak. - Kulak misafirliği. - Kulak vermek. - Kulak kabartmak, vb. Örnek: Ancak gizlice işitmeye/kulak misafiri olmaya çalışan olur­sa onu parlak/açık bir alev takip eder.[291]


16.02.2009 tarihinden beri 2796 defa okundu. Son takip: 27.04.2024 - 10:50